Zeytin
18 sene olmuş. İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun? Sol tarafımda dikişlerle yürüyordum. Kasap dükkanı önünde kendinden iri kıyım Tekirlere kafa tutuyordun. Sarı gözlerinle karşılaştım.Elimi uzattım, simsiyah bir avuç çukulata halinde önce avucuma, sonra kucağıma geldin. Sonra eve… Evdeki iki Avusturya Kurdu Köpekle karşılaşman, kafa tutman, sonra anlaşmanız toplam 5 Dakika sürdü Zeytin’ im… Kıtmir ve Sofi ile can ciğer oldun. Aynı kaptan yemek yediniz, aynı kaptan su içtiniz, birlikte uyudunuz sadece tavuk söz konusu olduğunda birbirinize ihtar verdiniz o da uzun sürmezdi. Bir defa Poşetleri tırnakla açıp yırtıp yere atmıştın, oturup beraber fındık fıstık yemiştiniz, sadece o zaman bağırdıysam bağırmışımdır sana. Bir defa resmen kaçırıldın, bütün mahalleyi ayağa kaldırdığım için geri getirildin. Kapıdan girip önce bana koştun beni teselli ettin. En büyük vukuatındı Anneannemin yüreğine indiriyordun bir gece dolabın üzerinden kadının üzerine sekerken… Ama Anneannenin emekli maaşından hep harçlık ciğerin vardı Zeytin’ im. Zaman içinde evdeki nüfus artınca benim çocuklar odaya yerleşince bile kahvaltı sohbetimiz değişmedi, bahçede beni gördüğünde sesime koşman değişmedi. Dondurmanın kaymaklısını, yumurtanın sarısını sevmen, sadece temiz su içmen, poşetlerin kalite kontrolü, polar battaniye merakın, koridordan sen geçerken diğer kedilerin yolu açması değişmedi. En yaşlı olan sendin, en çok senden çekindiler. En vahşi olan en başına buyruk sendin, bilirlerdi. Veterinerlere ettiğin küfürler, aşılar nedeniyle evdeki herkesin ellerine attığın orijinal imzalı pençeler, gece yarısı jimlastik saatin, arada jazz nağmelerin, her başım sıkıştığında elimin üzerine patini koyup her şey yolunda demen hiç değişmedi. En uzun ayrı kaldığımız zamanlarda bile hoş geldin demen mırlaman değişmedi. Sen kimden hoşlanmadıysan zarar verdi bana. Kıtmir öldüğünde yemek yemedin, Sofi öldüğünde Sofi’ nin yerinden kalkmadın günlerce. Kıtmir ile Sofi gittikten sonra, en çok sana bir şey olmasından korktum. KItmir de 18 yaşında gitti, Sofi 16 yaşında gitti. Seninle de 18 sene olmuş, beraber. Şükür ki güzel olmuş be Zeytin’ im Hepinizi ayrı sevdim ama en çok sana aşıktım. Aydaki Kedi’ nin Siyah Kedisi sensin biliyorsun değil mi? Oğlum diyemiyorum çünkü sen bilgesin benden kaç zaman eskisin evrende. Kaç gündür sen de hastasın ben de… Deli gibi dolanıyoruz evin içinde. Dışarı çıkmak istedin izin vermedim, anlamıştım artık gitmek istediğini o yüzden erteledim, saatlerce gelmedin, veda etmeme izin ver dedim duydun değil mi? Pencerenin önünde. O yüzden geri geldin Zeytin’ im… Göstermek istemedin biliyorum ama kaybolsan delirecektim karların içinde nasıl bulurdum? Evinde, yanımda, ellerimin arasında, sarı gözlerini göreyim bütün kedigillerin haşmetiyle kucaklayayım diye seni geldin… Uğurlarken bile sevmeli insan, sevdiğinin ölümünü de sevmeli, İlk patini uzatmıştın ya hep öyle yaptın Zeytin’im hep önce patini uzattın. İyi ki sevgiyi böyle de yaşamışım. Ben nasıl anlatayım hayvan sevmeyene kendince kendi usulünce sevmeyi… Ölümünü görmeyeyim diye saklanıyorsun odanın karanlık köşesine. Evin kedileri tek tek gelip bakıyor, veda ediyorlar. Ben yine edemiyorum, seviyorum, dua ediyorum, ediyorum ama olmuyor işte. Biliyorum Kediler zamanı gelince giderler, görevleri biter giderler de, bitti mi? Ben de sol gözümü kaybetmiş gibiyim evin başka köşesinde… Beni de gelip teselli ediyorlar, gelip yüzümü yalıyorlar kalkamıyorsun yerinden, direnebileceğin kadar direniyorsun. Tutmuyorum artık son defa veda ediyorum. Hala ne güzel parlıyorsun Zeytin’ im.
Bir bahar günü gelmiştin, bir kış günü gittin. 18 yıl sonra. Bütün Siyah Kediler senin yerine de sevilecek bundan sonra, bir defa daha okşanacak kafaları, bütün siyah kedilere Zeytin’ im vardı denilecek. Beyaz karların arasına gömeceğim simsiyah kadifeni, sonra bütün sevdiklerimin, beraber yaşadığım köpeklerimin kedilerimin çok güzel bir yerde olduğunu düşleyeceğim, aya bakıp avaz avaz kedi gibi değil kurt gibi uluyacağım, kar altında bembeyaz ama simsiyah bir gecede… Güzel uyu, uyandığın yerde güneş vursun simsiyah kadife tüylerine…
