7 Nisan’da Yeniay Zodyak’ta Koç’ta,
Aktif olan herşeyde Arketip Mars’ta,
Keskin,cesur,enerjik deneyimlerle,
öte yandan köşeye sıkışmalar,
ani gerilimler,aceleci tavırlar ile doğuyor.
Harekete geçmek için gereken enerjiyi
bulacağız,ne şekilde, ne koşulda,
ne amaç için olduğunu düşüneceğiz,
en çok bu Mars Yeniay’da…
Arketip Mars Ateşin Tinini taşır,
Güneşe en yakın olandır, her zaman yıkıcı
olmak zorunda değildir, Mars bireysel alandaki
cesarettir, kendini gerçekleştirme cesaretini
verendir, çünkü Güneş ilahi nihai hedefe,
Mars cesareti olmadan gitmek eksik kalır.
Agresyonla, ideal hedefe gidecek cesareti verir Mars…
Ya da kibirli, öfkeli,kaslı, agresif bir şövalyedir…
Mitolojide Maskülen Mars Hephaistos’tan
ateşi çalan Prometheus mitinde ateş bilginin
ortaya çıkışıdır, bütün maskülen agresifliğine rağmen
aynı zamanda Tanrıça Hecate’dir kavşaklarda, eşiklerde
bekleyendir ışığıyla ve her kim ki
egosuyla kibiriyle gelmişse eşiğe,
sırların denizine,dünyalara evrenlere
kıvılcımlarıyla yakar Kraliçe…
Ateş Bilinçdışına geçen eşiktir.
Yeniay Rüyaları sembolizması oldukça
ilginç ve değişik bir seyirde…
Kabuslar, Bilinçdışı gezinmeleri,
Haberci Rüyalar, Bilinçaltı Rüyaları
birbirinden çok ince çizgilerle ayrılıyor.
Mücadeleyi, kapışmayı sembolize eden bireysel sembollerin,
Ateşle, büyük makinalarla ilgili sembollerin ilginç
açılımları var. Danışanlarımla rüya okumalarında
özellikle Baba/Ata figürü olan rüyaların
kuvvetli dönüşümler getirdiğine tanık olduk,
bu türde rüyaları, aslında hayatımızdaki baskın
figürleri sembolize eden rüyalar gözüyle
izlemenizi öneririm.Kan ile ilgili rüyalardan
endişe etmeyin, sadece ne şekilde gördüğümüz
bireysel alanda ipucu olacaktır.
Kök çakra dengelemeleri, mor imgelemleri,
kırmızı akik ve kantaşı destekleyici olacaktır.
Barbarlar,Şimşekler,kanayan yaralar arasından
ateşin etrafında barışla ve sevinçle toplanan
insanlara doğacak Yeniay…
Her varlığı aydınlatacak ışıkla…
aydakikedi.
“…her ateş önce yanını yoklar sevgilim.
bundan böyle ne vakit bir yangından artakalan
isle kararmış bir şair gölgesi görsen
başıboş, duran, susan, içinden yanan:
ya da bir kızkardeş, ağlayan kekliğine,
uzak ve göğsüne klarnet sesiyle dolaşan.
bunca zaman sonra, neden ona dokunmadığımı
neden çekmediğimi silahlarımı kınından
olanı biteni kalbime koyup kendimi çektiğimi
soruyorsan…
ona dokunmadıysam,
dokunmadıysam tek bir sebepledir…
bir barbar ancak eşitine dokunur.”
Birhan Keskin
