14 Ağustos’ta Yeniay Zodyak’ta Kral Aslan’da,
bütünlenmenin, yaratıcılığın, yaratıcı tinin
bütün arketip deneyimleriyle doğuyor.
Ne istediğini artık daha iyi bilen,
ne istediğini ifade etmek isteyen,
açıklığını, ilhamını ortaya
koymak isteyen yolculara yenilikler getiren
bir Yeniay bu Yeniay…
Şişirilmemiş neyi bildiğinden emin egolara
hayatın gerekli olan yanlarını yönetebilme,
egoist kibirli tutumlara özellikle önceki Dolunaydan
gelen henüz halledilmemiş iletişim sorunları getirebilir.
Güneşteki arketipsel özgüven, tinin ışığı gereklidir
bununla beraber abartılmaya da müsaittir,
bu Yeniay’da bu alanları deneyimleyeceğiz.
Döngüde devam eden sonsuz akıştaki yaşam, yeteneklerimizle,düşlerimizle,
ifademizle bizim merkezimizde yenilenerek
şekil alacak
bizim solar logosumuzda…
Mitolojide Güneş Babadır,
Mısır’da imparatorluğun topraklarında
Büyük Ammon-Ra’dır Horus’tur Osiris’tir.
Kadim Kenan şehirlerinde Efendi Baal Belus,
Fırat’ın suladığı topraklarda Kahraman Gılgamış’tır
uğruna savaşacakları vardır.
Iyonya’da güneşin ışığı Apollo,güneşin ışığından
büyüyen Dionysos, Kahraman Hercül,
Son Aşık Mitlerinde Adonis-Attis,
Işığım Bilgeliği Gizemli Mitras ve
Azteklerde Büyülü Quetzalcoatl
Göklerin Solar Diskidir.
Erildir Güneş kral arketipidir ancak
her kral kraliçesi ile bütündür merkezdir
amaç o zaman tamdır.
Bu Yeniay Rüyalarında ışıkla ilgili
tüm semboller önemli,
geçmişten gelen çözülme rüyaları var,
bireysel rüya sembolizması için önemli açılımlar
verecektir.Bu Yeniay’da danışanlarımla rüya okumalarında
hayvanlarla ilgili rüya sembollerinin farkındalık getiren
rüya sembolleri olduğunu deneyimledik, özellikle yırtıcı
vahşi hayvanlarla ilgili rüyaları izlemenizi öneririm.
Lavanta ve limon kokuları,altın sarı imgelemleri
destekleyici olacaktır.
Bu Yeniay yolculara “Kebir ve Kıymet nerede?” diye soruyor,
“Merkezin neresi güneşin ışıkları neye hayat veriyor?”
Bu Yeniay Yolculara Sol Invictus peşinde
ışığı taşımaya, ışığı doğurmaya,aydınlanmaya
rehber olsun.
Doğur, öldür,büyüt !
YOL senin,YOL sensin!
aydakikedi.
“…Biz avare gezginler, daima en tenha yolu ararız; başlamaz hiçbir gün bizim başka bir günü sona erdirdiğimiz yerde ve hiçbir gün doğumu bulamaz bizi günbatımının bıraktığı yerde…”
Halil Cibran
