27 Ekim’de Dolunay Zodyak’ta Boğa’da,
Uyumun,bereketin,iyimserliğin Arketip deneyimleriyle
Venüs’te parlıyor. Dünyevi değerlerimizde maddedeki
akışta,toprağın ve fikren ektiklerimizin bereketi
artıyor.İletişimlerimizde sevgiyle emek verdiklerimizin
değerini, keyfini deneyimlediğimiz, içsel değerlerin
ve içsel bağların kuvvetlendiği zamanlardayız.
Tam da buna ihtiyacımız olan zamanlar…
Talepkar olmak ile esnek olmak paradoksları…
Hayatımızdaki her alanda bağlantıda olduğumuz
herşeyle, her insanda,
bağlantının nasıl dengeleneceğini,
bağlantıya nasıl değer katacağımızı
öğreneceğimiz zamanlar …Belki…
Arketip Venüs en çok kendini sevmenin,
gücün kendinde olmasının,
kendi dengeni sonra dengini bulmanın deneyimlerini
açar.Venüs’te Gölge bastırdığımız, aşağıya ittiğimiz
duygularımızda en çok karşı cins ile ilişkilerimizde
ortaya çıkar.Zıt kutuplar çeker,
Mevcut değerlerimize tamamen farklı
ilişkilerde buluruz kendimizi…
Venüs Ares’i bulmadan kendini sevmeyi
öğrenemez çoğunlukla ama zıtların kendi
ritmi de vardır elbet sevmekte…
Mitolojide Magna Mater Kyble’nin Afrodit-Venüs
halinde ilham da vardır. Bu Dolunay’da da
sezgisel olarak ilham kapısı açık,
rüyalarda sanatsal yaratımlarla ilgili
zengin imgeler var.Renkler yoğun,grotesk figürler var.
Sürrealist Sanatçılar Venüsyen Dolunay’ları
pek severler, siz de coşkuyu ilhamı dünyaya salın,çizin,
yazın,çamura, kile dokunun.
Danışanlarımla rüya okumalarında
saçlarla ve kuşlarla ilgili rüya sembollerinin
yenilenme getiren semboller olduğunu
deneyimledik, bu sembolleri izlemenizi
öneririm.Bir de lütfen hem duyusal olarak değişik
koku algılarını, hem de rüyalarda kokularla
ilgili sembolleri izleyin, güzel keşifler
çıkacaktır,ilginize :)
Açık Mavi, Açık Sarı, Lazulit, Mercan,Boğaz Çakra,
Solar Pleksus Çakra,Kalp Çakra şifa çalışmaları
destekleyici olacaktır.
Bu Dolunay’da iyi olan,güzel olan herşeyle,
düşümüzle, umudumuzla, şifayla,doğayla,
barışla,mutlulukla Kainatla
yeniden temas kurabilmek dileğiyle…
aydakikedi.
“ubi tu gaius ibi ego gaia”
“Sen nerede Gaius isen ben orada Gaia olacağım”
“…Son duraklarda beklerdim, sonun olsaydı senin
neler vermezdim ki yerim, yanın olsaydı senin
çıkar kınından ne olur, kirpiklerinle bile
çal sineme gözlerini, aşkına Şah Hüseyn’in…”
