Kybele’nin Düşü

“Gidin hep beraber,izleyin

Frigya’daki Kibele’nin evini,

korularını tanrıçanın.Ziller çalar orada, davullar yankılanır.”  

Catullus

Ben Kyble’yim

Ana do lu’da 6.500 de Çatalhöyük’te bildi insanlar beni ilk…

Oysa Dağın zirvesinden

Umay Ana’nın Kuğusu kadar Ak

Kara göktaşından kara ateşle doğdum,

Sahibim Efendim yoktur

Topraktan doğurdum

topraktan besledim halklarımı

Tohumlar benimle büyüdü

Ekinler benim adımla hasat edildi güneşte

Memelerimden taştı bereketim

Mühürlerim Hattuşa’dan

Mezopotamya’ya Iyonya’ya kadar

gezdi diyarları…

Hattuşa’da Kubaba’ yım muhafız leoparlarım

keskin gözlerinde şehirlerini korudum Hattilerin,

Frigya’nın Mabetler Vadisinde Analığım tescillidir,

Magna Mater Büyük Ana der kayalar

Bağrıma bastım kucağımda

Yazdılar Kadime Krallar Adlarını…

Sümerde İnanna ile sevincim

Akkad’ ta Babilde kırmızıda savaş ve aşk benim!

Nil kıyısında hayat veren Isis,

Trakya’da Grek’te Üç Yüzüyle Üç Hediyesiyle Hecate

Her rengimle doğada Artemis

Beş köşede yıldızlarla

Benim Kyble!

Şahmeran’dan Şifayı

Aslanlardan cesareti

Boğalardan kuvveti

Geyiklerden sağlam zırhı erkeklere,

Bolluğun Kudretini

Ceylanların masumiyetini

Dayanmayı acıya

kadınlara verdim

Ana dolu adımdır.

Parlayan Ay ile gecede uyuttum kavimlerimi

Örten bendim şefkatimle

Kraliçelerin Kraliçesiyim Ben Kyble!

 

Ata’dan Oğula Anadan Bacıya

Sözlerim bilge, türkülerim ebedi,

Adaklarım verimli,

Kızlarım tılsımlıdır

Rüzgarla koşan kısrak Amazon’ lar

Sultanlardır ocaklarda kutsal ateşlerde…

Venüs’ üm mağaraların duvarlarında

Avcıları uğurladım uğurla Willendorf’ ta

İmparator Pessionus’dan taşıdı KaraTaşımı

Zafer niyetiyle omuzlarında…

Bir Attis’ e yenildim

Ah Ettim hem doğurdum hem dirilttim sevgimden

Kıyamadım hem çocuğum hem sevgilim Attis!

Masaldır şenliktir hala yeryüzünde…

Ama Kıydılar Kızlarıma!

Can veren benim!

Rahmimden taşlara saraylara

Hakkımı vermeden sürmez devirleri demleri

Analarımı ağlattılar

Ağıtları yıktı yerleri gökleri

Dövdüler dizlerini!

Cehalet zehirledi topraklarımı

Zalim bir kabusta ürküyor çocuklarım

Kandan izleriyle pusuda yırtıcı bir Karanlık!

Ben Kyble!

Ne tufanlar ne yıkımlar gördüm

Yok Edicinin zulümlerini bildim

Uyudum uyandım bekledim

Hep doğdum!

Alamaz kimse adımı Ana do lu’dan

Kızlarımın Oğullarımın

Ana soylarında erdemle

Ata Soylarında kuvvetle

Hep doğdum!

Doğanın döngüsünde

Kardeşliğin Tekliğinde

Zulüm Tufansa

Ben Fırtına’yım!

Ben Kyble!

Hem Efsaneyim

Hem Düşüm

Hem en eski isim

Hem mühür benim

Ben Kyble!

Hikmetim Sırlarım Sana Emanetim.

Not: Art Civic E Dergide yayınlandı.



Bir yanıt yazın